Kış aylarında evler kadar işyerleri ve ofislerin ısınması da önemli bir sorun haline geliyor. Yüklü faturalarla karşılaşmadan ısınmak için ısı kaybını minimuma indirip daha az maliyetli yöntemleri kullanmak gerekiyor. İçeriğimizi okuyarak işyerinizde tasarruflu bir şekilde ısınmanızı sağlayacak püf noktalarını öğrenebilirsiniz.
1-Her İşin Başı Yalıtım
Evlerde olduğu gibi, iş yerlerinde de ısı kaybını önlemenin yolu iyi bir yalıtımdan geçiyor. Pencere, duvar, zemin ve tavanda farklı malzemeler ile uygulanabilen ısı yalıtımları, sadece sağlıklı ısınmanızı sağlamakla kalmıyor. Daha az ısı kaynağı kullanarak ısınma maliyetini düşürmek de mümkün oluyor. Örneğin, zemin üzerine döşenecek halı veya taban kaplama materyalleri bile yerden gelebilecek soğuk etkisini kesebiliyor.
2-Kapılara Dikkat
İşyeri, büro kapıları ısı kaybının önemli nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Gün içinde yoğun giriş çıkış yapılan, insan trafiğinin fazla olduğu kapılar, dışarıdaki serin havanın hemen içeri hücum etmesine neden oluyor. Kapıların hep kapalı kalması mümkün olmayacağı için, kapının açık kalma süresini kısaltan ve otomatik olarak hemen kapatabilen mekanizmaları monte etmek önemli bir fayda sağlıyor. Apartman giriş kapılarında sıkça kullanılan door closer (kapı kapatıcı) aparatlar yardımıyla bu sorun ortadan kaldırılabiliyor.
Bir diğer yöntem olarak da çift kapı sistemleri öneriliyor. Banka, market ve benzeri iş yerlerinde uygulanan bu kapılar, fotoselli özelliğiyle dikkat çekiyor. Giriş-çıkış anında kişiyi algılayıp otomatik olarak açılan ve yine otomatik olarak kapanan sistemler, kapının aralık kalmasının veya açık bırakılmasının önüne geçerek içerideki ısı ortamının kaçmasına engel oluyor.
3-Doğru Isınma Yöntemini Seçin
Her işyerinin kendi çalışma ortamına uygun ideal bir ısınma yöntemi bulunuyor. Doğal gaz, klima ya da elektrikli soba gibi seçeneklerden hangisinin sağlıklı ısınma sağlayacağının doğru tespit edilmesi gerekiyor. Mekan geniş bir alana sahipse elektrik sobaları ile yapılan ısıtma hem tasarruf hem maliyet açısından ciddi kayıplar yaşatabiliyor. Dar ortamlarda kullanılan güçlü klimalar ise gereksiz enerji sarfiyatına yol açıyor. Çalışan sayısına, işyerinin metrekaresine, mekanın fiziki niteliğine (İş hanı bürosu, bağımsız ofis, zemin, arakat, çatı katı vs.) göre doğru bir ısıtma modelini belirlemek önemli tasarruf sağlıyor.
4-Isıtma Düzeyinin Belirlenmesi
İşyerinde kullanılan; klima, kombi cihazları, elektrikli, gazlı sobalar için ideal ısıtma düzeyini bulmak önem kazanıyor. Kimi işyerinde aşırı ısıtma çalışanları bunaltacak şekilde, haddinden fazla elektrik veya yakıt kullanımına neden oluyor. Kimi iş yerlerinde ise ekonomik olsun diye düşük tutulan dereceler, cihazın kendini ve yakın çevresini ısıtmasını sağladığı için soğuk bir ortam oluşuyor. Dahası, insanların üşüdüğü böyle bir mekan için yakıt faturası ödenmeye devam ediliyor. Bu nedenle ne fazla ne az, mekana uygun bir ısıtma derecesinin belirlenmesi gerekiyor.
Kombi ve radyatörlerine takılabilen dijital veya manuel termostatlar doğru ısıtma seviyesini yakalamada yardımcı oluyor. Isı sabitleyici özelliği de bulunan bu termostatlar ile ortamdaki ısı düşünce otomatik olarak çalışmaya başlıyor. İstenen ısı düzeyine gelince yine otomatik olarak kapatıyor. Bu sayede cihazın durmadan çalışıp enerji sarfetmesinin önüne geçiliyor. Klimalarda ise ortalama bir mekan genişliğine sahip iş yerlerinde (Örneğin hukuk, muhasebe bürosu, muayenehane, ufak atölye vs.) 22-25 santigrat derece arası yeterli ısıtma sağlayabiliyor. Mekanın genişliği veya darlığına göre bu derece seviyeleri arttırılıp düşürülebiliyor.
5-Gün Işığından Yararlanın
Eğer ofis güneş ışığını alabilecek bir konuma sahipse bu durum, ısınma açısından avantaja çevrilebiliyor. Havanın açık olduğu soğuk günlerde pencerelerinden güneş alabilen ofis ortamlarında ısıtma sistemleri bir miktar düşürülerek tasarruf sağlanabiliyor. Tabii ki gün ışığından beklenen faydayı sağlamak için de hem konumun uygun olması hem de mekan içinde ısı kaybını en aza indiren yalıtım faktörünün bulunması önem arz ediyor.
